Beyaz bulut gibi gülüşün ve rüzgar gibi sesinle
Güzün dökülüp biriken yapraklardan gözünle
Geçmişindeki hüzün ve diken gibi dilinle
Kim incitebilirdi, kim incitti seni?
Hayallerin doğmamış ve büyümemişken
Daha gezmemiş, görmemiş ve okumamışken
Gökyüzü çok geniş, dünya çok dar gelirken
Kim yenebilirdi, kim yendi seni?
Bal gözlü kızı iki kıtalı şehrin
Şehir ki büyüdüğü yer şairlerin
Benim kara kalemim, benim kara gözlerim
Bırakayım sana dönsünler mi?
Bal gözlü kız, yoksa çekip gideyim mi?
Gecenin başında siyah örtünle
Yağmur altında beyaz elbisenle
Boğazda mavi hırkan, o camdan yüzünle
Kim görebilirdi, kim gördü seni?
Siluetinle, ikindide güneşin kararttığı
Gözlerinle, içinde aynı güneşin battığı
Kameranla, filminde zamanın mekanı tattığı
Kim unutabilirdi, kim unuttu seni?
Bal gözlü kızı iki kıtalı şehrin
Şehir ki büyüdüğü yer şairlerin
Benim kara kalemim, benim kara gözlerim
Bırakayım sana dönsünler mi?
Bal gözlü kız, yoksa çekip gideyim mi?
Terk edilmiş karantina sokaklarında
Kimi atılmış kimi yakılmış kitaplarla
Hüzne batmış ay ve yıllar raflarında
Kim reddedebilirdi, kim reddetti seni?
Suçunu reddedip cezanı kabullenmişken
Deniz yarılmış, ay ışığında yüzmüşken
Her şeyi kaybetmiş kendini bulmuşken
Kim üzebilirdi, kim üzdü seni?
Bal gözlü kızı iki kıtalı şehrin
Şehir ki büyüdüğü yer şairlerin
Benim kara kalemim, benim kara gözlerim
Bırakayım sana dönsünler mi?
Bal gözlü kız, yoksa çekip gideyim mi?
Kadim ayak sesleri dünya gürültüsünde
Soğuk kış ürpertisi bulanık yaz rüyasında
Yakılıp yıkılmamış başka bir yaşamda
Kim kırabilirdi, kim kırdı seni?
Kulaklarını tıkamış ruhunu dinlerken
Duanı etmiş gökten cevap beklerken
Kalabalıkta saklanmış saklambaç oynarken
Kim bulabilirdi, kim buldu seni?
Bal gözlü kızı iki kıtalı şehrin
Şehir ki büyüdüğü yer şairlerin
Benim kara kalemim, benim kara gözlerim
Bırakayım sana dönsünler mi?
Bal gözlü kız, yoksa çekip gideyim mi?